Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
HASTANE       Geç kalmıştı, adımlarını sıklaştırdı hastanenin ana girişinden geçerken kendisine selam veren güvenliğe  “ yine ağzı dolu Necati’nin” diye gülerek eliyle cevap verdi,  diğer eliyle çantasından telefonunu çıkarıp saate baktı mesai başlamıştı.  Koşar adım (A) bloğun merdivenlerine yöneldi kapıdan geçip üzerinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon yazan çift kanatlı kapıyı itip koridoru koşarak geçti, tedavi odasının kapısını gürültüyle açıp içeri daldı. Uzun bir odaya girmişti, sağ tarafta girişleri pembe bir perde ile örtülü yan taraflarında numaralar yazılı kabinleri geçip odanın diğer ucundaki soyunma bölümüne gitti. Onu görüp arkasından gelen arkadaşı;       “Nerede kaldın Kevser? Seni sordu Banu hoca, vallahi bir de hasta öksürüp duruyor tersliği üstünde, hadi çabuk ol” dedi.       “Dolmuş gelmedi ben ne yapayım. O da beş dakikayı sorun ediyor vallahi bıktım.” Beyaz önlüğünü aceleyle sırtına geçirirken,  dışarıdan  “ ben Kevser hanımın hastasıyım” diyen ad
Resim
Bu ülke için can vermiş bütün şehitlerimize sonsuz şükranlarımla. OĞLUM        Nereye gidiyorum ben? Kim bu koluma girmiş üniformalı kızlar? Nedir bu kalabalık Allah’ ım?   Komutanlar dizilmiş saf saf, vali burada, belediye başkanı burada, sanki bütün şehir burada ve sen buradasın oğlum bütün bu kalabalığın ortasında al bayrağa sarılmış bir kutuda sen de buradasın oğlum.  Ah oğlum! Oğlum,  biricik oğlum, ah gencecik, aslan yürekli oğlum! Daha dün duydum sesini telefonda “ anam” dedin, “canım anam” dedin ah nerede sesin, neredesin oğlum? Hani gelecektin, hani everecektim seni ah oğlum böyle mi gelecektin? Oğlum canım oğlum, canımın parçası oğlum, sen öldün diyorlar hayır sen ölmedin ölen benim.      Bir gün sonra;      Bugün babanla beni senin mezarına getirdiler. Akrabalar var ablan var,  komşular var ama ne fayda sen yoksun oğlum. Ah bu toprağın altında yatan sen misin? Benim kara gözlü güleç yüzlü oğlum kim kıydı sana nasıl kıydı. Nasıl dayanılır böyle bir acı