Yeniden merhaba;
Bugün size dün yaptığım Eskişehir seyahatimi anlatmak istiyorum.Umarım hoşunuza gider.

AKRABA CANDIR


      Ankara'dan Eskişehir'e hızlı trenle gitmeye bayılıyorum. Yeni yapılan lokomotif görünümlü güzel gara geldiğimde içimde heyecanla karışık sevinç var. Ne zaman ve hangi sebeple olursa olsun Eskişehir'e gitmek bende hep bu duyguları yaratıyor. Yarı memleketim sayılır tabi.Yıllarca oturduk, şimdi annem, kardeşim, teyzelerim, kuzenlerim arkadaşlarım bir çok sevdiğim insan orada yaşıyor. Tren son sürat yollarda ilerlerken ben çayımı yudumlayıp yanımda oturan hanımla sohbet ederken bir buçuk saat gibi kısa bir süre sonra işte Eskişehir'deydim artık. Hava güzel  ben birazdan anneme kavuşacağım için sevinçli kendimi Eskişehir'in ağaçlı yollarına vurdum. Sabah çok erken geldiğim için esnaf yeni yeni açıyor kepenklerini kimi dükkanının önünü temizliyor kimi vitrinini. Çalışan anneler tutmuşlar çocuklarının ellerinden önce kreşe sonra işe yetişme telaşında koşturuyorlar bir hanım köpeğini gezdiriyor. Önünden geçtiğim fırından mis gibi simit kokuları geliyor ama ben simidimi annemin sokağındaki fırından alacağım Ne güzel bir his her iki tarafı da yıllanmış ağaçlarla süslü bir yoldan yürümek. Bu ağaçları ne yol yapmak için ne de AVM yapmak için kıyıp kesmemiş kimse. Bu şehrin bence en güzel yanı büyük şehrin bütün imkanlarına sahip olarak küçük şehrin kolaylıklarıyla yaşanması.

       Anneciğim sevinçle karşıladı beni. Her zamanki gibi şahane bir kahvaltı sofrası beni bekliyordu. Geçen hafta büyük kızım Aliye'ye "diyet yapacağım" dediğimde bana gülmüş ve " Anne sen haftaya Eskişehir'e gideceksin artık anneannemin böreklerini, yemeklerini yiyerek çok güzel diyet yaparsın" demişti yerden göğe kadar haklıymış. Biz Kütahyalıların Gökçümen Hamursuzu dediğimiz bir börek vardır. Elde açma olarak kat kat arasına tahin ya da haşhaş sürülerek yapılır. Ben çok severim. Annem bana sürpriz olarak işte bu böreği yapmış kahvaltıya, yanında biri ayva biri çilek olmak üzere iki şahane reçel. Diyet miyet kalmadı bende vallahi bu güzellikler yenmeden durulmaz dostlar. 




      İnsanın ne kadar çok akrabası varsa o kadar da çok zenginliği var bence. Çünkü çocuklukta büyüklükte birlikte yaşanan her şey sadece onlarla yaşanabilir. Akrabandır ve canındır. Annemin yedi kardeşi var. Ne yazık ki iki dayım ve bir teyzem rahmetli oldular geriye üç teyzem kaldı. Onların ikisi Eskişehir' de yaşıyor. En büyükleri ise bundan yıllar yıllar önce ABD'ye gitmiş halen orada.
      Benim bugün Eskişehir'e gelmeme neden olan olay biraz üzücü. Çünkü annemin bir büyüğü Nezihe teyzem ne yazık ki geçen hafta düşmüş ve kalçasını kırmış. Hepimiz çok üzüldük tabi özellikle de annem, çünkü aynı olay beş altı yıl önce onun da başına geldi ve çilesini çok iyi biliyor. O acılı günlerin hatırası olarak artık elinde bir baston taşımak zorunda maalesef.  Allah'a çok şükür teyzemin ameliyatı başarılı geçmiş ve dün taburcu olmuş. Şu anda kızının yani  sevgili Sara ablamın evinde kalıyor. Bende onu ziyaret etmek iyi olduğunu gözlerimle görmek için geldim.
      Teyzelerim benim canlarım. Onlar her zaman bana ikinci annem oldular. Çocukluğumun gençliğimin en güzel anılarını onlarla birlikte yaşadım. Üzerimde hakları, emekleri çok fazla. Ailemiz hep kalabalık,  hep çok güzel oldu. Yedi kardeş birbirlerinden hiç ayrılmadılar ve  o yedi kardeşin eşleri çocukları şimdi torunları yani bizler acı tatlı her olayımızda bir araya gelerek hayatı paylaştık. Hepsini çok seviyorum. Biliyorum bu talihsiz kaza sonucunda ortaya çıkan bu kırık mutlaka iyileşecek. Canım teyzem yeniden ayağa kalkacak. Onlar o kadar azimli o kadar cefakar ve o kadar hayat dolular ki bir kırık onlar için hiç bir şey. Ancak bir şey daha biliyorum,  hayatı zorluklarla, çabalamakla geçmiş ilerlemiş yaşına rağmen hala her işini kendi yaparak evinde kimseye muhtaç olmadan yaşayan bu şahane kadına bir müddet için de olsa yatağa ve başkalarına bağımlı olmak çok zor gelecek. Dileğim bu zor günlerin bir an önce kolaylıkla atlatılması. Sara ablam yani benim büyük kuzenim hayata hep olumlu yönlerinden bakmayı başarabilen ender insanlardan biri. Sadece bu özelliği bile inanıyorum ki annesini çabucak ayağa kaldırmaya yetecek inşallah.
      Kahvaltıdan sonra annemle önce büyük teyzeme gitmeye sonra onu da alıp birlikte hasta teyzemi ziyaret etmeye karar verdik.
      Mediha teyzem tarafından kucaklanarak karşılandım. İnsanın özlendiğini, sevildiğini hissetmesi çok güzel bir duygu. Bende çok özlemiştim. Yeniden birlikte olabilmek harika. Biz kahvelerimizi içerken Mediha teyzemin kızı benim ikinci büyük kuzenim Tuğba ablamın geleceği haberini aldık. Artık hep beraber gidecektik. Annem fırsattan istifade öğle namazını kılarken mutfakta bir hareketlilik oldu bir de ne göreyim teyzeciğim peynirli cevizli erişte makarnası yapmamış mı. Ne zaman yaptı şaştım kaldım. Beceriklilik böyle bir şey işte. Benim biraz önceki tokluk kenara itildi bu mis gibi tereyağı kokan erişteden bir kaşık alındı tabi. Yok canım  yemek için değil ben diyetteyim aslında (duyunda inanmayın)vallahi teyzemin hatırına.


      Tuğba ablamın gelişinin ardından hep birlikte teyzemi ziyarete etmek için Sara ablamın evine geldik.Güzel teyzeciğim ferah aydınlık bir odada yatıyordu. İyileşebilmesi için bir müddet bu yatakta yatması gerekiyormuş. Sonra yürüyecek inşallah. Şimdi sadece günde bir kaç defa ayağa kaldırıp ayakta durmasını sağlamaya çalışıyorlar. Doğrusu buraya gelirken biraz endişeliydim fakat teyzeciğimin o gülümseyen yüzünü görünce endişelerim yok oldu. Yakın zamanda onu yine ayakta göreceğiz inşallah. Bana yine eski anılarını anlatacak ben de onları yazacağım.



       Neşe ve hayat dolu olan teyzelerim ve annem ayrılmaz üçlü. Her yere birlikte gider her işi birlikte yaparlar.  Allah' tan dileğim ömürlerinin bundan sonraki kısmında bu muhteşem kadınlar hiç ayrılmasınlar sağlıkla ve mutlulukla her zaman bizim yanımız da olsunlar. Bilgelikleri ve becerileriyle  biz çocuklarının yoluna ışık olmaya devam etsinler. İşte o güzel kadınlar,

      İşte onların kızları;


      Hasta ziyareti kısa olur diyerek  teyzeme şifalar dileyerek çok fazla oturmadan ayrıldık. Biz annemle Eskişehir'de yaşayan bir diğer akrabamız Esen hala ile buluşmak üzere bu güzel şehrin adıyla müsemma Bembeyaz bir mekanına doğru yol aldık.
      Sevgili halam tiyatro ve heykel sanatçısı aynı zamanda yazar Esen Leyla Esendal ile buluştuk. Sohbet ve muhabbet içinde geçen dakikalardan sonra yeğenim Ayşe 'de bize katıldı. Onu ne kadar çok özlemişim. Canım benim her gördüğümde biraz daha büyüyerek şaşırtıyor beni





      Sonrası tabi ki annemin evi  ve annemin yaptığı dolmalar. Söz diyete yarın başlayacağım ama annem de bir başka güzel yapıyor bunları canım.



      Kardeşim Mehmet ve yine onun sevgili eşi benim canım kardeşim Dilek'in de bize katılmasıyla yenilen akşam yemeği sonrası dönüş vakti geliverdi. En az bir haftalık akraba görüşmesini bir günde gerçekleştirdiğim için kardeşim beni kutladı. Hızıma yetişemiyormuş.



      İşte yeniden tren garındayım ancak bu sefer yolculuğum  Ankara'ya.  Teyzem için duyduğum endişelerim azalmış, akrabalarımla birlikte dolu dolu bir gün geçirmiş olmaktan mutlu yuvama dönmek için trene binerken sizleri birkaç Eskişehir fotoğrafı ile baş başa bırakmak istiyorum.  Her gelişimde küçücük bir Anadolu şehrinin biraz vizyon, biraz gayret biraz da emekle nasıl her gün binlerce turisti ağırlayan bir dünya şehrine dönüştüğünü gururla seyrediyorum. Beni bu şehre bağlayan çok sevgili akrabalarımın olmasından onlarla ilişkilerimin hep sıcacık olmasından çok memnun, en kısa zamanda tekrar gelmeyi dileyerek evime gidiyorum.











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar